Kanser, DNA'nın hasarı ile hücrelerin programdan çıkması sonucu hücrelerin kontrolsüz bir şekide veya anormal bi şekilde büyümesi ve çogalmsı sonucu oluşan genetik bir hastaliktir.Günde vücudumuzda(DAN'da) yaklaşik 10000 mutasyon olmaktadır ama kanser olmadıgımızın sebebi ise immün sistemimizin her milisaniyede vücudumuzun taraması ve kanserli hücreleri yok etmesidir.
Kanser vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üreyerek komşu doku ları işgal etmesi (invazyon) veya kaynağını aldığı organdan daha uzak bir yere kan-lenf yoluyla yayılması (metastaz) ile oluşan bir hastalıktır. Hücreler DNA replikasyonları esnasında meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapı değiştitirler. Normal vucut hücre ve dokuları, orijinal büyüklük ve yapılarını korurken kanser hücreleri saldırgan bir tablo çizerler.
Kanser potansiyeli olan hücrelerin en önemli özelliği "onkojen" içermesi yani bulunduğu dokudan tamamen farklı bir yeni bir hücre olacak şekilde bozulma potansiyeli olmasıdır. Bu hücreler kanser dönüşümünü tamamladığında, alınan patoloji örneklerinde bu hücrelerin kökenini tanımlamak neredeyse imkansızdır.
Bir kanser hücresi oluştuğunda vücudun bağışıklık sistemi bu yabancı hücreyi tanır ve parçalar. Bu sayede vücutta oluşan binlerce kanser hücresi bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. Her hücrede, onkogenlerin aktivasyonunu baskılayan antionkogenler bulunmaktadır. Antionkogenlerin kaybolması veya inaktive olması durumunda onkogen aktivitesine izin verilmiş olur. Bunu da kanserin oluşumu izler. Vucutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. Bunun bir çok nedeni vardır:
- Mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. bu yüzden ölürler.
- Mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hala aşırı büyümeyi önleyen normal feedback kontrol mekanizması ("Tümör baskılayıcı genler") bulunur. Bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
- Sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vucudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
Bu olay şöyle açıklanmaktadır:
Mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. Bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( Bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.
Bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. Bağışıklık sistemi tarafından yok edilemiş olan bu hücreler konrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. Sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar(invazyon). Kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler. (metastaz)
Kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. İyi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. Ancak kötü huylu (malign) tümörler sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. İlke evrelerde genellikle ağrısızdırlar.
Kanser oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.
Kanser hücreleri civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı ve lenf sistemi yoluyla ile vücudun diğer taraflarına yayılırlar. Buna metastaz denir.
Vücudumuzda kontrolsuz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. Kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. Kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (METASTAZ) özelliği gösterirler.
Kanserin Sebepleri [değiştir]
Kanserin esas nedeni hücre bölünmesi esnasında DNA replikasyonunun (eşlenmesi) hatalı olması sonucu hücrenin farklılaşmasıdır. DNA replikasyon anormalisine sebep olduğu sanılan bir çok faktör mevcuttur ve bunlara predispozan (hazırlayıcı) faktörler denir. Hücre bölünmesi, doku tamiri ve yenilenmesi amacıyla yapılır. Doku tamiri ve yenilenmesini hızlandıran tüm etmenler aslında bir kanser hazırlayıcısı olabilir.
1) X-ışınları, gama ışınları, radyoaktif maddelerden yayılan partikül radyasyonları ve ultraviyole ışınları gibi iyonize edici radyasyonlar kansere zemin hazırlamaktadır. Bu radyasyonların etkisi altında doku hücrelerinde oluşan iyonlar yüksek derecede reaktif olduklarından DNA zincirlerini kopararak mutasyona sebep olmaktadır.
2) Bazı kimyasal maddelerin mutasyon potansiyeli yüksektir. Mutasyona neden olan kimyasal maddelere kanserojenler denir. Anilin boya türevleri, sigara dumanındaki çok sayıdaki kimyasal, metilmetakrilat, asbest, silika tozları, kömür ve alçı tozu bunlara örnektir. Günümüzde toplumda en büyük sayıda kansere neden olan kanserojenler sigara dumanında bulunmaktadır.
3) Fiziksel olarak tahriş edici maddeler de kansere neden olmaktadır. Dokuda oluşan harabiyet hızlı bir mitoz faaliyetiyle tahrip olan hücrelerin yerine yani hücreler oluşturur. Mitoz ne kadar fazla ve hızlı olursa mutasyon riski o kadar artar. Bu tür fiziksel etmenler arasında (dudak ısırma, saçla oynama, ben (nevus) koparma), yara kabuklarıyla oynama, bazı tahriş edici gıdaların aşırı ve sık tüketimi sayılabilir.
4) Bir çok ailede kansere yakalanmaya karşı güçlü bir kalıtsal eğilim vardır. Bu olay belki de bir çok kanser tipinde kanserin oluşmasından önce birden fazla mutasyona ihtiyaç olduğu gerçeğininden kaynaklanmaktadır. Kansere özellikle yatkınlığı olan bu ailelerin kalıtsal genomlarında bir veya daha fazla mutasyona uğramış gen bulunmaktadır. Bu yüzden böyle şahıslarda kanser büyümeye başlamadan önce çok daha az sayıda ilave mutasyon olması, kanseri başlatmak için yeterlidir.
Kanserin En Sık Görüldüğü Yerler [değiştir]
Kadınlarda en çok meme, rahim ve kalın barsak kanseri; erkeklerde ise en çok akciğer, prostat, mide ve kalınbarsak kanserleri görülmektedir. Tüm kanserlerin %16'sı, tüm kanser ölümlerinin %28'i ( erkeklerde %35, kadınlarda %19 akciğer kanseri nedeniyledir. Akciğer kanseri büyük ölçüde sigara kullanımı ile ilişkilidir.
Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde yüzdelenebilir:
Beyin ve omurilik %1 Cilt %10 Genital bölgeler: erkeklerde %20, kadınlarda %8 Meme %14 Sindirim sistemi %25 Solunum yolları: erkeklerde %2, kadınlarda %3 Karaciğer ve safra kesesi %3 Diğer organlar %8
İyi huylu ve kötü huylu tümör ne demektir? [değiştir]
İyi huylu (benign) tümörler kanser değildir. Komşu bölgelere yayılmazlar. Sınırları belirgindir. Komşu dokuları eritmezler. Bu hücreler, onkogen yani farklılaşmışlardır (mutasyon)ancak yine de orijinlerini tahmin etmek mümkündür. Tamamen çıkartıldığı zaman genellikle tekrarlamazlar.
Kötü huylu (malign) tümörler ise kanser olarak adlandırılır. Komşu organ ve dokulara yayılırlar, kemik doku ile karşılaştıklarında onu dahi eritirler (rezorbsiyon). Sınırları belirsizdir. Malign tümörü oluşturan hücreler o kadar farklılaşmışlardır ki orijinlerinin ne olduğunu söylemek imkansızdır. Lenf ve kan yoluyla uzak organlara da yayılırlar.
Kanserden kurtulmak ne oranda mümkündür? [değiştir]
- Tüm kanser türleri birlikte değerlendirildiğinde erişkin kanserlerinde % 60, çocuk kanserlerinde ise % 77 oranında iyileşme mümkündür. Ancak hastalığın cinsi, yaygınlığı, uygulanan tedavi gibi bazı faktörler tedavi şansını doğrudan etkiler.
Kanserlerin organlar içinde Akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide, kalınbağırsak, kan, mesane, meme, ve prostatta daha fazla görüldüğü söylenebilir
- Kanserden korunmanın iki yolu vardır:
- Kanser yapan etkenlerden kaçınma (sigara, fazla yağ tüketimi, kirli hava, kötü yaşam koşulları, kömür tozu, aşırı alkol tüketimi, metil akrilat buharı, asbest, silika aliminyum alçı tozları, zararlı ışınlar, kimyasal maddeler vb.)
- Erken Teşhis
Kanser ne kadar erken teşhis edilirse, tedavisi de o düzeyde başarılı olur. Kanserin belirtilerinden herhangi biri görüldüğünde hemen (hiç gecikmeden) bir doktora başvurmak hayat kurtarabilir.
Kanserin en sık görüldüğü yerler [değiştir]
Kadınlarda en çok meme, rahim ve kalın barsak kanseri; erkeklerde ise en çok akciğer, prostat, mide ve kalınbarsak kanserleri görülmektedir. Tüm kanserlerin %16'sı, tüm kanser ölümlerinin %28'i ( erkeklerde %35, kadınlarda %19 akciğer kanseri nedeniyledir. Akciğer kanseri büyük ölçüde sigara kullanımı ile ilişkilidir.
Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde de yüzdelenebilir:
+Beyin ve omurilik %1 +Cilt %10 +Genital bölgeler : erkeklerde %20, kadınlarda % 8 +Meme %14 +Sindirim sistemi %25 +Solunum yolları, erkeklerde %2, kadınlarda %3 +Karaciğer ve safra kesesi %3 +Diğer organlar %8
Kanserden kaynaklanabilecek bazı belirtiler [değiştir]
- Vücudun herhangi bir yerinde nedensiz bir şişlik (Vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler)
- Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük, uzun süre geçmeyen öksürük
- Göğüs ağrısı
- Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları
- Kol ve omuz ağrısı
- Kemik ağrısı
- Kilo kaybı, ani zayıflama veya iştahsızlık
- Başağrısı
- Sarılık
- İyileşmeyen yaralar
- Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik (İshal veya kabızlık)
- Vücut deliklerinden kan veya anormal sıvı gelmesi (Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar),
- Ben ve siğillerde görülen anormal değişmeler, koyulaşma.
Bu belirtilerden herhangi biri veya birkaçı, iki haftadan fazla devam ederse ve ailede kanserli hasta varsa, hemen kanser konusunda uzman bir hekime başvurmak gerekir.
Gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde meme kanseri, akciğer kanseri ve kalınbağırak kanseri, kanserden ölüm nedenleri arasında üst sıralarda yer alır.